
Dağ Klamları/ Thamé Kırmanciye
Yüzyıllardır yok sayılmış bir halk, kederini de hasretini de bir sır gibi paylaştığı klamlarla dile getirir. “Welat”ı insansızlaştırma, yaşamı yaralı bırakma ve unutturmaya karşı masal ile, söylence ile, şiir ve klam ile “biya xo viri”* deme ısrarıdır bu; benzer varoluş çabalarıyla birlikte, “Pirbab”dan bugüne, nefesten sese akan bu klamlar yüzyıllara karşı “vardık varız varolacağız” demenin de bir başka hali olsa gerekir.
Yılmaz Çelik, kendinden evvel bu direnişi sürdürenlerden aldığı el ile, kendisini bildiğinden bu yana
söylemektedir bu klamları. Çünkü o dağların hasretine doğmuştur ki akranıdır zaten. Ol sebeple
hemen her klamında bir dağ saklıdır. O dağa sığınan yüzyılların aşk, aldanış ve hep kanatılan yarasının
sesidir, seslenişidir.
“Dağ Klamları” Yılmaz Çelik’in albümü ama bilen bilir ki “kırmızı soluklu bir at ile” o dağların
yamacından üzgün kırlara akarken, kim bilir kaç kez evi başına yıkılan, ormanı yakılan, suları
boğulmak, toprağı ağulanmak istenen Dersim’in kederi oldu hep, sevinci ve hasreti, aşk ve aldanışı
oldu. Ama biliyordu da zaten “insan yaşadığı yere benzer” idi; “o yerin suyuna, o yerin toprağına…”
Albümde Erdal Erzincan, Mercan Erzincan gibi birbirinden değerli konuklar vokalleriyle: Emekçi,
Hüseyin Arslan, Davut Sulari, Garip Şahin, Hüseyin Ayrılmaz’ın ise eserleri yer alıyor. Ayrıca Yılmaz
Çelik’in derlediği ve bestelediği eserler de albümü bir sarmaşık misali kültüründen aldığı dokularla
birleştirerek süslüyor. Geçmişten bugüne yaşanmış acıların, isyanların, hüzünlerin izlerini aktarma
yolunda titiz bir çalışma sonucunda oluşmuş albüm müzikseverler ile kucaklaşıyor. Aranjörlüğünü
Sinan Cem Eroğlu üstlendiği albüm Kalan Müzik etiketiyle yayınlanıyor.

Yılmaz Çelik ”Jil” Albümü Çıktı
Yılmaz Çelik’ten yeni albüm; JİL
Yılmaz Çelik yeni albümü JİL ile dört yıl aradan sonran sevenlerine merhaba diyor. Çelik ‘’Jil, kimine göre uçurum, kimine göre ziyaretçi, kimine göre ise son nefesin kesildiği yerdir. Benim umudum da gençlerin, yeni nesillerin UNESCO’nun 30-35 yıl içerisinde kaybolacak diller arasında saydığı Kırmankci Zaza dilini benimsemesi, yaşatmasıdır.” diyor.
Mar, 2022

IŞIĞIN SÜZÜLDÜĞÜ YERDEN SIZAN EZGİLER “TRİJDA”
“TRİJDA”
Trijda, sanatçının doğduğu toprakların kadim dilinde en ufak çatlaktan, delikten, olmadık yerden sızan ışıktır. Yılmaz Çelik, bu albümde uzun süre alıkonduğu mihnetli karanlıkta yüreğine sızan tozlu ışıktan esintiler getiriyor bize. Çelik, o topraklara dair hafızasını şu cümleler ile dile getiriyor;
“Günler orada erken ağarırdı. Ömrümden akıp incelip giderdi. Yaralarım önce hafif olurdu. Derinleştikçe, benden ayrılıp uzaklaşıp gittikçe yabancılaşırdı. İşte tam o an sen içimdeki karanlığa bir ışık gibi düşerdin. Ömrümdün. Ruhumdun. Ve beni bugüne getirendin”.
Kalan Müzik etiketiyle piyasaya çıkan albümün yönetmenliğini Erdal Erzincan, aranjörlüğünü Sinan Cem Eroğlu ve Önder Meral üstlendi. Tonmaister Ertan Keser, Caner Akda da klip çekimlerinde yer aldı. Üç yılda hazırlanan albümde 10 eser yer alıyor. Sanatçı albümünü yakın geçmişte Hakk’a yürüyen “Dört Dağ”ın eşsiz beyni, müzik arkeoloğu, Prodüktör Hasan Saltık’a ithaf ediyor. Haydar Oğur ise Trijda albümünü şu cümleleriyle ifade ediyor;
“Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız oladursun, bizim Âşık hâlâ türkü söylüyor. Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor, saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor” bizim ozan yine türkü söylüyor.”
Oysa bağ u bahçeler bozulalı, yuvalar dağılalı, yollarda im-iz kalmayalı ve eski Kırmanciyê viran olalı nice zaman oldu. Ama o hâlâ türkü söylüyor. Hasmına inat, hançeresine kuvvet ağıt ve türkü yakıyor. Dinleyende yürek nedir bırakmıyor. Paramparça edip duruyor insanların sol memesinin altındaki cevahiri. Neden mi? Çünkü türkü onda hep aşktır. Aynı şairin demesi gibi; “Eririz, tükeniriz, toplanır yaratırız, bu bize aşktır!..”
Trijda tüm müzik marketlerde ve dijital platformlarda!
Fasulyeleri türküyle büyütüyor
Halk müziği sanatçısı Yılmaz Çelik, pandemi sürecinde organik tarıma yöneldi. Kendisine ait araziye fasulye ve nohut eken Çelik, tarlada çalıştığı zamanlarda bağlamayla türkü söylemeyi de ihmal etmiyor.
Tunceli’nin Ovacık İlçesinde yaşayan halk müziği sanatçısı Yılmaz Çelik, pandemi sürecinde organik tarıma yöneldi. Yurt dışından gelip kendi köyü olan Kedek’e yerleşen Çelik, 20 dönümlük araziye fasulye ve yeşil mercimek ekti. Köyde tavuk ve hindi de besleyen Çelik, organik besinlerin insan sağlığı açısından önemli olduğuna dikkat çekti. FASULYE VE YEŞİL MERCİMEK Pandemi sürecini verimli bir şekilde değerlendirmek istediğini ifade eden Yılmaz Çelik, “Son dönemdeki pandemi sürecinden dolayı çok fazla konser olmadı. Ben de hem üretime katkıda bulunmak için hem de insanların kendi köylerinde ekip biçmeleri için organik tarıma başladım. İki tarla fasulye, bir tarla da yeşil mercimek ektim” dedi.